14 Haziran 2013 Cuma

Doğumdan sonra hayat var mı?

   Anne rahmine düşen ikiz kardeşler önceleri her şeyden habersizdi. Haftalar birbirini izledikçe onlar da geliştiler. Elleri, ayaklan, iç organları oluşmaya başladı. Bu arada, etraflarında olup biteni fark etmeye başladılar. Bulundukları rahat, güvenli yeri tanıdıkça mutlulukları arttı. Birbirlerine hep aynı şeyi söylüyorlardı: “Anne rahmine düşmemiz, burada yaşamamız ne harika değil mi? Hayat ne güzel şey be kardeşim!” Büyüdükçe, içinde yaşadıkları dünyayı keşfe koyuldular. Öyle ya, hayatın kaynağı neydi? İşte bunu araştırırken, karşılarına anneleriyle onları birbirine bağlayan kordon çıktı. Bu kordon sayesinde, hiçbir zahmet çekmeden, güven içinde beslenip büyütüldüklerini tespit ettiler.“Annemizin şefkati ne kadar büyük! Bize bu kordonla ihtiyacımız olan her şeyi gönderiyor.” Artık aylar birbiri ardınca geçiyor, ikizler hızla büyüyor, diğer bir deyişle ‘yolun sonuna' yaklaşıyorlardı. Bu değişiklikleri hayretle gözlemlerken, bir gün gelip bu güzelim dünyayı terk edeceklerinin işaretlerini aldılar.Dokuzuncu aya yaklaştıklarında, bu işaretleri daha kuvvetli hissetmeye başladılar. Durumdan telaşlanan ikizlerden birisi diğerine sordu: "Neler oluyor? Bütün bunların anlamı nedir?" Öteki daha sakin ve aklı başındaydı. Üstelik, bulundukları bu dünya çoğu zaman ona yetmiyor; duyguları daha geniş bir özlemi arzuluyordu. 


O cevap verdi: “Bütün bunlar, bu dünyada daha fazla kalamayacağız anlamına geliyor.”  Ve ekledi: “Buradaki hayatımızın sonuna yaklaşıyoruz.’ “Ama ben gitmek istemiyorum” diye haykırdı kardeşi. ‘‘Hep burada kalmak istiyorum. Elimizden gelen bir şey yok. Hem, belki doğumdan sonra hayat vardır.” “Bize hayat veren o kordon kesildikten sonra bu nasıl mümkün olabilir ki?” diye cevapladı öteki. “Bize hayat veren kordon kesilirse nasıl hayatta kalabiliriz, söyler misin bana? Hem, bak bizden önce başkaları da buraya geldi ve sonra da gittiler. Hiçbirisi geri gelmedi ki bize doğumdan sonra hayat olduğunu söylesin. Hayır, bu her şeyin sonu olacak.” Bütün bunları söyledikten sonra ekledi: “Hem, belki de anne diye bir şey de yok!’ “Olmak zorunda” diye itiraz etti kardeşi.  “Buraya başka türlü nasıl gelmiş olabiliriz, nasıl hayatta kalabiliriz ki?” “Sen hiç anneni gördün mü?” diye üsteledi öteki. “O belki de sadece zihinlerimizde var. Bir annemiz olduğu düşüncesi bizi rahatlattığı için onu belki de biz uydurduk.” Böylece, anne rahmindeki son günleri derin sorgulamalar ve tartışmalarla geçti. Sonunda doğum anı geldi çattı. İkizler dünyalarını terk ettiklerinde gözlerini başka bir dünyaya açtılar ve sevinçten ağlamaya başladılar. Çünkü gördükleri manzara hayallerinin bile ötesindeydi. 

Anlamak


4 Haziran 2013 Salı

Bir Söz Bir Düşünür-George Bernard Shaw

"Hatalarla dolu bir hayat, bomboş geçirilmiş bir hayattan çok daha faydalı ve onurludur."


George Bernard Shaw 26 Temmuz 1856'da Dublin'de doğdu.Oyun yazarı olarak ünlendi. altmıştan fazla oyuna imza atmıştır.  Okula hiç isteyerek gitmiyor, hep zorla gönderiliyordu. 1870'de Dublin'de bir firmada çıraklığa başladı. 1876'da Londra'ya gitti ve kısa bir süre Edison Telephone Company'de çalıştı. Shaw bu arada edebiyata düşkündü ve tam beş roman yayınlamayı başarmıştı. Ancak hiç birinde başarıyı elde edemedi. 1880 yıllarında Marks'a ilgi duymaya başladı ve 1884'de kendisini sosyalist ilan etti. 1885'den itibaren çeşitli dergilerde müzik ve tiyatro eleştirisi yazıları yazdı. 1901 yılında yayınlanan The Devil's Disciple (Şeytanın Çocukları) adlı melodramıyla edebiyattaki başarıyı yakaladı. Bu eseri en çok Almanya'da tutulduğundan, bu ülkeye karşı özel teşekkürde bulundu.

Hem 1925'te Nobel Edebiyat Ödülü'nü hem de 1938'de Pygmalion için Oscar'ı alarak, bu iki ödülü de alabilen ilk ve tek insan olmuştur. Sosyalizm ve kadın haklarının koyu bir savunucusu olmuştur. Shaw, vejeteryan olmasının yanında ayrıca içki ve sigaradan da hayatı boyunca kaçınmıştır. Ayrıca resmi eğitime de karşı çıkmıştır. Shaw, 94 yaşına geldiği 1950'de, ağaç budarken merdivenden düştükten sonra oluşan yaralarının iyileşmemesi sonucunda olaydan birkaç gün sonra (2 Kasım 1950) Hertfordshire (İngiltere) de ölmüştür.

Önemli Eserleri:
Caesar and Cleopatra 1901 (Sezar ve Kleopatra)
Man and Superman 1903 (İnsan ve İnsanüstü İnsan)
The Irrational Knot 1885-87
The Intelligent VVoman's Guide to Socialism and Capita-lism 1928 (Akıllı Kadının Sosyalizm ve Kapitalizm Rehberi)

Kaynak: vikipedibiyografim.net